Ana Sayfa / Yazarlar / Zulmün Ömrü

Zulmün Ömrü

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

ZULMÜN ÖMRÜ

“Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür.”

K. Kerim: Lokman, 13

“Zalimler için yaşasın cehennem!”

Bediüzzaman Hz.leri

“Cinayete ses çıkarmayan, caninin suç ortağıdır.”

Cemil Meriç

“Keklik nohuttan hoşlanır; ama kendisiyle beraber tencereye atılan nohuttan değil.”

H. Thorean

“Kurtlar aksini savunurken, koyunların vejetaryenlik lehine karar almasının faydası olmaz.”

W. R. İnge

DÖVE DÖVE
Harun Reşid’in huzuruna, inkârcı olduğu söylenen bir adam getirirler.
– Sen zındıkmışsın, doğru mu?
Adam, inkâr eder.
Sultan, ikrar edinceye kadar dövülmesini emreder.
– Sultanım! der adam. Bir putperest huzurunuzda Müslüman olsa, kaftan giydirerek iltifat ettiğiniz halde; bir Müslüman’ı döve döve zındık etmek haktan reva mıdır?
Bu söz, sultanın hoşuna gider, adamı serbest bırakır.

EŞEĞİN DERDİ
Eşek, sahibinin zulmünden bıkmıştı. Çok çalıştırdığından şikâyet ediyordu.
Sonunda her nasılsa onu çömlekçi satın aldı. O, ilk sahibinden de kötüydü. Çok çalıştırıyordu eşeği. Yeni efendisinden de rahatsız olan eşek, bu sefer de dericiye satıldı.
Son sahibi öbürlerini aratmıştı. Dertli eşek kendi kendine şöyle söylendi:
– Keşke ilk sahibime razı olsaydım. Yeni sahibim beni çok çalıştırmakla kalmıyor, ben öldükten sonra bir de derimi yüzecek…
Boşuna dememiş atalarımız: “Beterin beteri vardır” diye.

ASLAN İLE TAVŞAN
Aslan, bir vadide yaşayan hayvanlara musallat olur. Hayvanlar toplanarak aralarında konuşup aslana tekliflerini sunarlar:
– Bizi bu şekilde korkutma. Hırsına esir olma. Aç gözlülüğü bırak. Biz aramızda kura çekeriz, kura kime çıkarsa, o gün senin nasibin o olur.
Bu teklif, aslanın hoşuna gider. Hayvanlar böylece korkudan emin olurlar.
İlk kura, tavşana çıkar. Tavşan, işi ağırdan alır. Bütün hayvanlar gitmesi için zorlarlar. Sonunda tavşan yola çıkar. Fakat bir hile düşünür ve gecikir. Aslanın sabrı taşmıştır. Sonunda tavşan gözükür. Aslan, küplere binmektedir. Ancak tavşan bahanesini söyler.
Arkadaşıyla yola çıktığını, gelirken başka bir aslanın yolu tuttuğunu, kendilerini bırakmadığını, arkadaşını rehin bırakarak acele ile geldiğini söyler. Sözüne devam ederek, önünü kesen aslanın bir kuyuda bulunduğunu, çok korktuğunu anlatır.
Olup bitenlere çok öfkelenen aslan, sonunda hasmı ile hesaplaşmak ister. Tavşan önde aslan arkada, kuyuya yaklaşırlar. Tavşan, kuyunun bulunduğu yere geldiklerinde, titreyip korkar ve gidemeyeceğini bildirir. Hikâye şöyle sona erer.
Aslan, tavşana korkmamasını, o kötü aslana üstün geleceğini söyler. Tavşan, kendisini koltuğuna alırsa kuyuya bakabileceğini ileri sürer. Bunun üzerine aslan, tavşanı kucağına alır, birlikte kuyunun başına varırlar. Derindeki suya baktığı zaman aslan, kendi aksini görür ve rakibi öteki aslan zanneder. Hakkından gelmek için tavşanı bırakıp kuyuya atlar.
“Zalimler için karanlık kuyu kendi yaptıkları zulümdür. Zulme uğrayanların âhı onları yüzükoyun sürür.”

Mesnevî’den

ATIN ÖLÜMÜ
Zalim padişah, atını çok severmiş. Bakıcıya demiş ki:
– Bu ata iyi bak, onun ölümü senin de ölümün demektir.
Bir gün at ölmüş. Haberi, padişaha bir türlü söyleyemiyorlarmış. Nihayet bu işi nedimi üzerine almış:
– Sultanım, şu sizin pek sevdiğiniz at var ya!
– Eeee?..
– İşte ona bir hâl oldu. Ne yiyor, ne içiyor, ne nefes alıyor, sadece yatıyor.
– At öldü desene…
– Hünkârım, siz dediniz “öldü” diye.

NAMUSLULUK
Büyük İskender, huzuruna getirilen eşkıya reisini sorguya çekip neden haydutluk ettiğini sormuş ve şu cevabı almıştır:
– Elimdeki kuvvet, bir çeteden ibaret olduğu için eşkıyalık ediyorum. Eğer benim de büyük bir ordum olsaydı, ben de sizin gibi namusumla(!) dünyayı fethederdim!

Mahir DUMAN

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hac ve Kurbanın Birleştirici Yönü

Hac ve Kurbanın Birleştirici Gücü! Mehmed Paksu İnsan olarak eşitiz, imanda eşitiz, kul olarak eşitiz …

Kapat