Ana Sayfa / Yazarlar / Zulüm

Zulüm

Zulüm

Bir yerde gereksiz iş yapılıyorsa, bil ki orada gerekli işler yapılmıyor demektir.
Bir yerde gereksiz harcama yapılıyorsa, bil ki orada gerekli harcamalar yapılmıyor demektir.
Bir yerde değersiz insanlara değer veriliyorsa, bil ki orada değerli insanlara değer verilmiyor demektir.
Bir yerde cahiller konuşuyorlarsa, bil ki orada alimler susuyor demektir.
Bir yerde mahrumiyeti göğüsleyenler ile kazancı paylaşanlar aynı kimseler değilse orada zulüm vardır.
Zulüm, bir şeyi lüzumu gereğince yerli yerine koymamak demektir.
Doğruya diklenen, eğriye köpekleşir.

İçimizden biridir zalim. Ağzı çok büyük, gözleri çok küçük veya büyük, kaşları çok kalın, elmacık kemikleri ve çenesi de çok fazla çıkık olmayabilir. Çoğu yönüyle bizden farklı değil. Bizimle aynı ırktan, aynı meşrepten, aynı meslekten, aynı mahalleden, aynı ailedendir. Tek farkı fırsat bulduğu zaman haksızlık yapmaktan çekinmemesidir. Bazen zulmetmekten zevk de alır. Bunun için gözüne kestireceği insanlar zayıf olmalı, yalnız olmalı. Zayıf ve yalnız insanları görünce çekinmez, iştahlanır. Her zaman yaptıklarına bir mazeret, bir bahane bulur. Zalim denmesinden asla hoşlanmaz.

*İyilik ve ihsanı sürekli olanların ikramını kabul et. Bazıları; çevresindeki insanları ağzı açık kemik bekleyen köpekler gibi görmeyi sevdiği için iyilik yapar. Bunların ikramları kendilerine kalsın. Sen sana değer vererek ikramda bulunanları bulursan o ikramı reddetme. Diğeri için minnet duymaya razı olmak eziyettir.

Zalim ve Mazlum

Mazluma şöyle çıkışırlar. Sen de hakkını korusaydın. Mazlum kime denir? Hakkını koruyamayandır mazlum. Hakkını koruyabilse zaten mazlum olmazdı. Zalim haksızlık için aciz insanları seçer. Hakkını koruyamayan kimselere zulmeder. Zalime yan bakmaya cesaret edemeyen zelil kimseler de mazluma yüklenir. Sen de hakkını korusaydın. Yani malı çalınana malına sahip olsaydın. Dayak yiyene kendini savunsaydın demek gibi. Ama zalim güçlendikçe sonunda mazlumu tenkid edene de musallat olur. O da zulümden nasibini alır.

*Zulüm, dünyada çokça vuku bulan fakat pek az konuşulan bir olaydır. Zira zulme karşı konuşmak cesaret ister.
Ahirette ise zulüm olmayacak fakat çokça gündeme gelecektir. O halde biz dünyada zulmü konuşarak ve karşı durarak dengeyi sağlamaya çalışalım.

*Suç işleyecek olan önce ışıkları söndürür. Zulmedecek olan önce alimleri susturur.

Zalimin Avaneleri

Ah şu zalim yardımcıları yok mu? Dünyayı onlar mahvettiler. Onlar olmasa, zalim zararsız olur ve etkisiz kalırdı.
Zulmedenler!
Zulme yardım edenler!
Zulme taraftar olanlar!
Zulme meyil duyanlar!
Cenab-ı Hak Kur’an’da zulme meyil duyanları uyarıyor: “Sakın zulmedenlere bir meyil duymayın, sonra ateş size dokunur.” (Hud: 113.)
Bu ayet haksızlık yapanları değil,
Haksızlığa yardımcı olanları da değil,
Haksızlığa taraftar olanları da değil,
Haksızlığa meyil duyanları tehdit ediyor.
Meyil duyanlara ateş dokunursa, haksızlık yapanlar, yardım edenler ve taraftar olanlar öncelikle ateşten paylarını alacaklardır.

Zulme Cevap

Beni itham ettiğin şeyle ahlakım arasında ne kadar fark varsa, sana yapılan ithamlarla ahlakın arasında o kadar uzaklık olsun. Ancak bu sayede ne kadar haksız olduğunu anlarsın. Ömer’e zalim diyen birine sana da zalim desinler demek adalet olmaz. Ömer ile zulüm arasında ne kadar fark varsa o adamın durumu ile ona yapılan itham arasında o kadar fark olması lazımdır. Bu şekilde adalet tecelli eder.

*Dilin kemiği yok fakat azabı var. Hem de en şiddetli azabların çoğu dile yapılır. Cinayeti büyük olduğu için cezası da o nisbette büyük olacak. Küfür, inkar, yalan, iftira, gıybet, hakaret, haksız hükümler, yalancı şahitlik, fitne, fesad hep dil ile yapılan günahlar. Dilinle fitne çıkarman, elinle adam öldürmenden daha kötüdür. Çünkü çıkan fitnede çok canlar gider. “Velfitnetu eşeddu mine-lkatl.” “Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür.” (Bakara: 191.)
(Yol isimli kitaptan)

Yalnızlık

Yalnızlık bir ödül, yalnızlık bir ceza,
Yalnızlık bir saray yalnızlık bir zindan,
Yalnızlık yücelere mahsus,
Yalnızlık cücelere mahsus.

Yalnızlık bir tatil ve dinlenme,
Yalnızlık bir sürgün ve işkence,
Yalnızlık yalnızlıktan kurtulmak için,
Yalnızlık kalabalıktan kaçmak için.

Yalnızlık kaybolma yeri,
Yalnızlık buluşma yeri,
Yalnızlık ulaşılan son nokta,
Yalnızlık kaybedilen ilk nokta..

Yalnızlık terk etmektir,
Yalnızlık terk edilmektir,
Yalnızlık yanlışlıktan doğar,
Yalnızlık yalınlıktan akar.
Abdullah Öztürk

İçimden Gelmiyor

İçimden gelmiyor,
Sana bakmak içimden gelmiyor.
Seninle konuşmak içimden gelmiyor.
Öylesine kaybetmişsin ki beni,
Sana sen demek içimden gelmiyor.

Abdullah Öztürk

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun abim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Günah Çıkmazı

GÜNAH ÇIKMAZI “Her duyduğunu söylemesi, kişiye günah olarak yeter.” Hadis-i Şerif, Ebu Davud “Günah ve …

Kapat